Saat: 05.30 ’da GİRNE BULVARI (Acenta Önü), 05.45 ’de MAVİŞEHİR (Ege Park Önü), 06.00 ’da BOSTANLI (İskele önü durakları), 06.10 ’da KARŞIYAKA (Anıt önü), 06.30 ’da LOZAN (Atatürk Lisesi önü), 06.45 ’de ÜÇYOL (Şehirlerarası Otobüs Ofisleri önü) transfer noktalarından siz değerli konuklarımızı aldıktan sonra yola çıkıyoruz. Sabah kahvaltımızı yolumuz üzerindeki bir tesiste (ekstra) aldıktan sonra Toros’lara olan yolcuğumuza başlıyoruz. Yolda vereceğimiz gerekli molaların ardından ANTALYA ’ya ulaşıyoruz. Kral II. Attalos ‘un M.Ö. 158 yılında "Gidin, bana bu yeryüzü üzerinde öyle bir yer bulun ki bütün kralların, bütün hükümdarların gözü kalsın. Öyle bir yer bulun ki hiç kimse gözünü oradan ayıramasın. Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun" dediğinde eminiz kendisi bile bu kadar güzel bir kent hayal etmemişti. Yıllara meydan okuyan kentin çekirdeğinden başlayarak gezmeye başlıyoruz. ANTALYA ’nın sembolü haline gelen 38 metre yüksekliğinde, tuğlaya firuze çinilerin eşlik ettiği, 13.yy Selçuklu eserlerinden günümüze ulaşan YİVLİ MİNARE ’yi arkamıza alarak güzel bir hatıra fotoğrafı ile kenti rehberimizden dinlemeye başlıyoruz. Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan kenti içten ve dıştan kuşatan SUR yapıları, KALEİÇİ, YAT LİMANI (antikçağın mendireği), SAAT KULESİ ’ni görerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bizi izleyen Kral II. Attalos ’un HEYKEL ’ine de selam verdikten sonra KALEİÇİ ’ne doğru yürüyüşümüze devam ediyoruz. Akdeniz’in önemli liman kentlerinden birisi olması tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmasının yansıması EVLER ’ini, SOKAKLARI ’nı görerek KARAALİOĞLU PARKI ’na ulaşıyoruz. M.S. 2.yy da yapıldığı tahmin edilen HIDIRLIK KULESİ ’ni görerek, halk arasında ÜÇ KAPILAR olarak anılan HADRIANUS KAPISI ’na gidiyoruz. Burada aracımıza geçerek otelimize ulaşıyor ve yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. 

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra dileyen yolcularımızla turumuza başlıyoruz. Luvi dilinde KUM anlamına gelen, ülkemizin en uzun plajlarından ve belki de Türk Turizmin ilk yapılandığı yerlerden birisi olan LARA ’ya gidiyoruz. Kaynağını Kepez’den alıp ikiye ayrılan, Akdeniz’e ulaşırken de AŞAĞI DÜDEN (KARPUZKALDIRAN ŞELALESİ) adıyla anılan DÜDENBAŞI ’na gidiyoruz. Falezden dökülerek ANTALYA KÖRFEZİ ’ne ulaşırken BEYDAĞLARI ’nı selamlayışına yaptığımız şahitliğin ardından bir başka görsel şölene doğru yol alıyoruz. Önce YUKARI DÜDEN ŞELALESİ ’ni ardından KURŞUNLU ŞELALESİ ’ni geziyoruz.  Yeşil ve mavinin ahenkle buluştuğu, irili ufaklı şelalelerin arasında yürüyüş yaparak ruhumuzu dinlendirdikten sonra tarihe yolculuğumuzu başlatıyoruz. Tiyatrosu ile ünlü ASPENDOS ANTİK KENTİ ’ne ulaşıyoruz. Mimarisi ile büyülendiğimiz Roma Dönemi’nin bu ünlü yapısında geçmişe yaptığımız yolculuğumuzu PAMFİLYA ’nın önemli liman kenti SİDE ile devam ettiriyoruz. Alacağımız serbest zamanın ardından, son ziyaret noktamız olan MANAVGAT ŞELALESİ için hareket ediyoruz. Suyun akışını dinleyerek, hatıra karelerimize aldığımız bu güzel günü otelimize dönerek bitiriyoruz.

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra otelimizden ayrılarak, 131 metre uzunluğu ve 3 metre genişliği ile Dünyanın en büyük tünel akvaryumu olan ANTALYA AQUARIUM ’a gidiyoruz. Su altının sihirli dünyasını hayranlıkla ziyaret ettiğimiz bu ziyaretin ardından Dünyanın 2., Avrupa’nın en uzun teleferiği olan Beydağları ’nın TAHTALI DAĞI üzerindeki OLYMPOS TELEFERİK ile çok farklı bir o kadar da güzel bir deneyime imza atıyoruz.  Antalya Körfezi’nin güneyine yaptığımız bu yolculuğu M.Ö.690 yılında kurulan PHASELIS ANTİK KENTİ ’ni ziyaret ederek tamamlıyoruz. Kuruluş efsanesinde yöre halkına mısır veya kurutulmuş balık önerisine balık diye cevap veren Phaselis halkının yolundan, biz de ULUPINAR ALABALIK Tesisleri’ne giderek balık diyoruz ve böylece damağımızdaki o güzel tatlar, biriktirdiğimiz fotoğraf ve hafızalarımızdaki anılarla İzmir yolculuğuna başlıyoruz. Kısa molaların ardından gece saatlerinde İZMİR ‘e ulaşıyoruz. Bir başka seyahatte yolumuzun kesişmesi dileği ile vedalaşıyoruz.