Doğu Akdeniz & Gaziantep Turu

1 Gün: İzmir, Konya, Karaman, Mut, Silifke

Saat 18.00 ’da ÜÇKUYULAR (Benzin İstasyonları Karşısı), Saat: 18.30 ’de ÜÇYOL (Otobüs Ofisleri Önü), 18.45 ’de LOZAN MEYDANI (Fuar Kapısı Önü), 19.00 ’da BAYRAKLI (Bayraklı Üst Geçit Duraklar Önü), 19.15 ’de KARŞIYAKA ANIT (Karşıyaka Anıt Karşısı), 19.20 ’da KARŞIYAKA YUNUSLAR (Yunuslar Karşısı Mavi Kule Önü), 19.30 ’de MAVİŞEHİR (Mavişehir Ege Park Önü), 20.00 ‘da BORNOVA (Ege Üniversitesi Eğitim Kampüsü Önü) yolcularımızı aldıktan sonra yola çıkıyoruz. Konya, Karaman, Mut, Silifke üzerinden Mersin’in cennet koylarından NARLIKUYU ’ya ulaşıyoruz. 

---

2 Gün: Narlıkuyu, Cennet ve Cehennem Obruğu, Astım Mağarası, Kız Kalesi, Kanlı Divane, Mersin Kent Arşivi Müzesi, Atatürk Evi, Muğdat Cami, Barış Meydanı, Fenerbahçe Meydanı, Mersin Marina

Turumuza bir zamanların Kilikyası ’sı, günümüzün ÇUKUROVA bölgesinin en büyük liman kentlerinden birisi olan MERSİN ’in tatlı ve soğuk sularıyla ünlü koyu NARLIKUYU ile başlıyoruz. Yörük kültürünü kahvaltısı (ekstra)ile tanımaya başlıyoruz. 70 metre derinliğindeki yeşil tabiatıyla "CENNET" ve 128 metrelik ürkütücü yapısıyla "CEHENNEM" olarak adlandırılan tarihi obrukları ve MERYEM ANA KİLİSESİ ’ni ziyaret ediyoruz. Yenilenen yüzüyle (CAM TERAS ve asansör sistemi) bizi cezbeden doğal güzelliği ile fotoğraf karelerimize aldıktan sonra ASTIM MAĞARASI ’na gidiyoruz. Astım hastalarına iyi geldiğine inanılan ve efsanelere (DİLEK MAĞARASI) konu olan havası nedeniyle aldığı ismin yanı sıra ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlere ev sahipliği yapması sebebiyle gözde yerler arasında yer alıyor. Ardından sonraki durağımızı ise o çok bilindik masal tadındaki efsaneye kulak vererek yol alıyoruz.  “Vaktiyle bir kral varmış. Çok sevdiği tek kızının geleceğini öğrenmek için bir falcıya danışmış…” ve sanırım hemen hemen herkesin sonunu bildiği bu efsane her ne kadar başka yerlerde dinlesek de burada biraz daha kulağa hoş gelecek. Tarihine doğru birlikte yolculuk yaptığımız KIZ KALESİ ’ni gördükten sonra yolumuza devam ediyor ve KANLI DİVANE ’ye ulaşıyoruz. Adını geçmişte suçluların vahşi hayvanlara yem olarak atıldıkları büyük çukurdan alan geçmişteki ismiyle Kanytelis ve Neapolis ziyaret ediyoruz. Bazilika, sarnıç, zeytin işleme atölyesi, mezar gibi pek çok yapıyı görüp ziyaret ettikten sonra ise Güzel Şehrimiz MERSİN ‘e ulaşıyoruz. TANTUNİ ‘si ile ünlü kentimizde öğle yemeği molasının ardından şehrimizi gezmeye MERSİN KENT TARİHİ MÜZESİ ’nden başlıyoruz. 150 yıllık bir sivil mimarı örneğidir. Mustafa ERİM tarafından restorasyonu ve teşhiri yapılarak, Mersin’e kazandırılan müzenin ardından 1897’de dönemin Almanya Konsolosu Bay Christman’ın Mersinli tüccar Mavromati’nin kızıyla evliliği nedeniyle konut olarak yaptırılan, ancak mimarı bilinmeyen KRISMAN(Krizman) KONAĞI ’na gidiyoruz. Aynı zamanda Atamız ve Latife Hanım’ı 20 Ocak- 2 Şubat 1925 tarihleri arasında konuk eden yapıda hizmet veren ATATÜRK EVİ ve MÜZESİ ‘ni ziyaret ediyoruz. Ardından görkemli bir yapıya sıra geliyor. Ankara Kocatepe Camisi'nden sonra Cumhuriyet Dönemi'nin ikinci büyük camisidir.  Hz. MİKTAD CAMİ ya da diğer adıyla MUĞDAT CAMİ ’ni görüyoruz.  Ardından aracımızla panoramik bir tur yaparak, BARIŞ MEYDANI, FENERBAHÇE MEYDANI, MERSİN MARİNA ’yı görüyoruz. Sonrasında otelimize yerleşiyoruz. Yemek sonrası dileyen misafirlerimiz otelimizin konumundan istifade ederek, sahil boyunca yürüyüş yapabilirler. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

---

3 Gün: Tarsus, Cleopatra Kapısı, Tarsus Müzesi, Antik Cadde (Roma Yolu), St.Paul Kuyusu, Tarihi Tarsus Evleri, Tarihi Siptilli Çarşısı, Ulu Cami, Kırkkaşık Bedesteni, Adana

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra TARSUS ’a doğru yol alıyoruz. Çanakkale Savaşlarının kahramanlarından NUSRAT MAYIN GEMİSİ ’ni gördükten sonra Mısır Kraliçesi Kleopatra ’nın şehre gelişinde, giriş yaptığı kabul edilen KLEOPATRA KAPISI ’na ulaşıyoruz. Hatıra fotoğrafı çektirdikten sonraki durağımız ise TARSUS MÜZESİ oluyor.  1954 – 2013 yılları arasında Adliye Binası olarak hizmet veren binada hizmet vermeye başlayan genç müzemizi ziyaert ediyoruz. 805 arkeolojik, 408 etnografik ve 810 sikke olmak üzere 2.023 eserin sergilendiği muhteşem müzemizin ardından ANTİK YOL ’a gidiyoruz.  Romalılar tarafından M.S. 1. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve günümüze kadar ulaşan caddeyi görüyoruz. Sonrasında Hristiyanlığın yayılmasında ve kurumsallaşmasında önemli bir yeri olan ve İncil’de “Müjdeleyici” olarak ismi geçen St. Paul’un doğduğu ve yaşadığı mekân olan ST. PAUL KUYUSU ’nu görüyoruz. Ardından şehir surlarının içinde kalan ve bugün isimlerini büyük ölçüde koruyan, Tarsus’un 19. ve 20. yüzyılda sosyal ve kültürel hayatını yansıtan TARSUS EVLERİ ’ni de görüyor ve görüntülüyoruz. Sonraki durağımız Geçmişte kültürlerin buluşma noktası olan SİPTİLLİ ÇARŞI ’yı da görüntüledikten sonra ULU CAMİ ’ye ulaşıyoruz. Türk-İslam Sanatının önde gelen eserlerinden olup 1579 yılında Ramazanoğulları'ndan Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılan ve bulunduğu semte de Cami-Nur ismini veren camiyi ziyaret ediyoruz. Ardından yine Ulu Cami ile aynı zamanda yaptırılan KIRKKAŞIK BEDESTENİ ’ne gidiyoruz. Yöresel el sanatlarından seramik, ahşap, bakır, gümüş, deri, dokuma gibi pek çok alanda hediyelik eşyanın da satışının yapıldığı bedestende, alışveriş ve kahve molası veriyoruz. Yöreye özgü Türk Kahvesi’nin (TARSUSİ) tadına bakma fırsatı yakaladığımız bedesten ayrılarak, sonraki durağımız için hareket ediyoruz. Sonrasında Toros Dağları’nın güneyinde verimli Çukurova’nın toprakları üzerine kurulmuş Ülkemizin en büyük kentlerinden birisi olan ve adını da Uranos ’un oğlundan alan ADANA ’ya ulaşıyoruz. Önemli lezzet duraklarından birisi olan kentimizde öğle yemeği ile turumuza başlıyoruz. İsmiyle özdeş ADANA KEBAP ’a ŞALGAM ’ın da eşlik ettiği lezzet karnavalından sonra SEYHAN BARAJ GÖLÜ ’ne gidiyoruz. Denizi olmayan kent merkezinin; mavi-yeşil rengiyle hayat ve can verdiği Seyhan Nehri’nin kenarında çaylarımızı yudumladıktan sonra panoramik olarak; 1912 yılında inşaatı bitirilen Adana Tren Garı’nı ve New York’taki Central Park’ı andıran görünümüyle Atatürk Parkı’nı görüyoruz. Ardından KÜÇÜK SAAT ’e gidiyor ve yürüyüşümüze başlıyoruz. St.Jacques adına yapılan küçük bir Ermeni Kilisesi’nin üzerine, Ramazanoğulları tarafından yapılan YAĞ CAMİ ’ni, 32 metre yüksekliği ile Adanalıları selamlayan BÜYÜK SAAT’ i , Kanuni Sultan Süleyman ve IV.Murad  ’ın konakladığı, 14.yy dan kalan dünyanın sayılı yapılarından olan RAMAZANOĞLU KONAĞI ’nı ve ULU CAMİ ’yi görüyoruz. Yeşilçam’a emek veren çok sayıda Adanalının da aralarında bulunduğu, Türk Sinema tarihini sergileyen ADANA SİNEMA MÜZESİ ‘ni ve sonrasında Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyük ibadet mekanına sahip camilerinden birisi olan SABANCI MERKEZ CAMİ ’ni ziyaret ediyoruz. İhtişamı karşısında bizleri büyüleyecek farklı bir atmosfere götürecek bu olağanüstü yapının ardından yine görkemine hayran kalacağımız başka bir yapı olan Adana’nın simgelerinden TAŞKÖPRÜ ’ye giderek, MERKEZ PARK ’taki son fotoğraf karelerimizin ardından otelimize yerleşiyor ve konaklıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

---

4 Gün: Hatay, Halfeti, Gaziantep

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra bu kez yönümüzü HATAY ’a çeviriyoruz. Kaynağını Lübnan Dağları’ndan alan, tersine akıyormuş gibi göründüğü için de ASİ ismini alan ünlü nehrimizin kenarında kurulmuş ANTAKYA ’ya ulaşarak, tepsi kebabından humusuna özgün lezzetlerinin tadına bakıyor ve üstüne de künefemizi yedikten sonra, gezmeye başlıyoruz. Hz. İsa’ya inanlara ilk kez “Hristiyan” adının verildiği St. PIERRE KİLİSESİ ‘ni ve ANTAKYA MOZAİK MÜZESİ ’ni ziyaret ediyoruz. Dünyaca ünlü müzemizde muhteşem eserlere tanıklık ettikten sonra, bir zamanların meşalelerle aydınlatılan sütunlu caddesini yani şimdiki ismiyle KURTULUŞ CADDESİ ’ni geçmeye başlıyoruz. Anadolu’nun en eski camilerimizden HABİB-İ NECCAR CAMİ ve TÜRBESİ ’ni ziyaretimiz sonrası, dinlerin buluştuğu kent Hatay’da, SARIMİYE (SERMAYE) CAMİ ile sırt sırta vermiş KATOLİK KİLİSESİ ’nin tarihten sayfalar anlatır gibi kardeşçe duruşlarını bizler de görerek, yürüyüşümüzü devam ettiriyoruz. Antakya’nın o kendine özgü daracık sokaklarında ilerlerken bir zamanki yaşantılarını hayal ediyor ve eski ismiyle ZENGİNLER MAHALLESİ evlerini fotoğraf karelerimize alıyoruz. Ardından Fırat’ın suları altındaki, Saklı Cennetin Kayıp Kenti HALFETİ ’yi keşfe gidiyoruz. Sakin (CITTASLOW) Kentimizin, geçmişten günümüze olan hikâyesini; BİRECİK BARAJI ’nda yapacağımız tekne turumuz(ekstra) sırasında dinliyoruz.  Sular altında kalan evlerini, ağaçlarını hatta camilerini izlerken hep birlikte bir zamanların Halfeti'sini hayal ediyoruz. Öykünün sonunda “Fırat’ın suyundan, Halfeti’nin havasından ve toprağından ayırmayın beni diyen!” Dünyaca ünlü SİYAH GÜL ’ün topraklarından ayrılarak araçtaki yerimizi alıyoruz. Güneydoğu Anadolu’nun en büyük, Türkiye’nin 8.il ive Milli Mücadelemiz sırasında destan yazan “Gazi” ünvanlı şehrimiz GAZİANTEP ’e ulaşıyoruz. Akşam yemeği için Gaziantep ‘in yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz bir restoranına gidiyoruz. Geceleme GAZİANTEP ‘deki otelimizde.

---

5 Gün: Gaziantep, İzmir

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, ÇİNGENE KIZI ’nın evi olan ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ ‘ne ulaşıyoruz. Dünyanın en büyük Mozaik Müzelerinden birisi olan; Birecik Barajı suları altında kalan Zeugma Antik Kenti’nin muhteşem mozaiklerinin de sergilendiği, dünya standartlarında müze olma özelliği ile de ön plana çıkan GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ keyifle ziyaret ediyoruz. Kentin hareketli yaşamının en önemli parçası ÇARŞILARI (ALMACI, BAKIRCILAR, BEDESTEN)’nı gördükten sonra kahve molası veriyoruz. Müdavimlerini; şairlerin, yazarların ve düşünürlerin oluşturduğu, Antep Harbi’nden Tasavvuf Söyleşilerine kadar pek çok sohbete tanıklık eden, Türkiye’nin en eski kahvehanelerinden ünlü TARİHİ TAHMİS KAHVESİ ’ne gidiyoruz. Sonrasında DOKURCUM MEYDANI ’na doğru yürüyüş yapıyoruz. Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin olması, Türk tarihini ve toplumun yaşama biçimini, dünyaya bakış açısını, töresinin, anlatan belge ORHUN ABİDELERİ ’ni görüyoruz. Milli mücadelede Antep'i işgal eden Fransız askerleri tarafından şehit edilen küçük yaşlardaki 14 çocuğun anısına yapılan 14 ŞEHİT ANITI ’nı rahmet ve saygıyla ziyaret ediyoruz. Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 m yükseklikte ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden olan GAZİANTEP KALESİ ‘nin fonda bize eşlik ettiği harika grup fotoğrafımız ile Akdeniz’den yelken açarak başlattığımız bu rüyayı sonlandırıyor ve İzmir’e doğru yola çıkıyoruz.

---